II.
ULUSLARARASI İSLAMİ VE İNSANİ ARAŞTIRMALAR SEMPOZYUMUMUZ TAMAMLANDI
Üniversitemiz İslami
İlimler Fakültesi ve Irak İmâm-ı Âzam Fakültesi iş birliğiyle düzenlenen II.
Uluslararası İslami ve İnsani Araştırmalar Sempozyumu (İSMİNAR) 4-5 Ekim 2022
tarihlerinde çevrimiçi olarak Üniversitemiz Selçuklu Konferans salonunda gerçekleştirildi.
İslam ülkeleri başta olmak üzere tüm dünya üniversiteleri ve araştırma
merkezlerinde sosyal bilimler alanına giren hemen her türlü konuyu kapsayacak
şekilde geniş tutulan sempozyumda, 9 farklı ülkeden 50’nin üzerinde bilim
insanı 40’tan fazla bildiri sundu.
Sempozyumun açılış
oturumuna Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Abdulhalik KARABULUT, Bağdat Sünni
Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı, Üniversitemiz İslami İlimler Fakültesi ve İmâm-ı
Âzam Fakültesi dekanları ile çok sayıda araştırmacı, akademisyen ve öğrenci
katıldı.
Sempozyumun
açılışında konuşan Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Abdulhalik KARABULUT,
“Kopernik Devrimiyle başlayan Modern Bilimin gelişimi Endüstri Devrim’lerinin
gerçekleşmesine temel oluşturmuştur. Endüstri devrimleriyle başlayan süreç,
bugün, Endüstri 4.0 olarak enformasyon ve iletişim teknolojilerinin gelişmesi,
akıllı telefonlar, akıllı evler, biyoteknoloji, nanoteknoloji, yapay zeka,
robotik ve sosyal ağların oluşumuyla yeni bir boyuta girmiştir. Yaşamakta
olduğumuz bu dönüşümü sadece teknik açıdan değil, tarihsel, siyasal,
sosyolojik, kültürel, etik ve felsefi yönleriyle de ele almak büyük bir önem
kazanmıştır. Bu noktada İslami değerler ışığında olaylara bakma hassasiyeti çok
önemlidir. Küresel dünyada bu teknoloji çağında bilim etiği, bilim ahlakı gibi
kavramlar çok daha büyük önem kazanmıştır. Bizler Müslüman olarak bilim
ahlakını şiar edinerek çok çalışmamız gerektiğinin de farkında olmalıyız” diye
konuştu.
“Bilimin Sevgi ile
Bütünleştiği” ve “Doğudan Yükselen Işık” parolasıyla her geçen gün bilimsel ve
akademik çalışmalara hız verdiklerini belirten Prof. Dr. KARABULUT,
“Üniversitemiz İslami İlimler Fakültesi ile Irak Sunni Vakfı İmâm-ı Âzam
Fakültesi işbirliğiyle ikincisini düzenlediğimiz Uluslararası İslami ve İnsani
Sempozyumu ümmet olarak bilimsel sıçramamıza vesile olmasını diliyor,
konferansımızın hazırlık çalışmalarını özveri ile yürüten başta dekanlarımız
olmak üzere tüm düzenleme kurulu üyeleri ve sekretarya çalışanlarına,
konferansımıza teşrif eden tüm konuşmacılara katkı ve katılımlarından dolayı
teşekkür ediyorum. Ayrıca Sunni Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanına da
şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.
Konferansta konuşan İmâm-ı Âzam Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Miş’ân Muhyî Alvan EL HAZRECİ, “Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi
İslami İlimler Fakültesi ile işbirliği içerisinde bütün dünya
üniversiteleri ve araştırma merkezlerinde Temel İslam Bilimleri ve Sosyal
Bilimler sahasında Türkçe, Kürtçe, Arapça ve İngilizce dillerinde yapılmış her
türden araştırmayı kapsayacak şekilde geniş yürüttüğümüz sempozyumun
hayırlara vesile olmasını diliyor, araştırmacıları ve katılımcılara iyi bir
sunum geçirmelerini diliyorum.” dedi.
Sempozyum Düzenleme
Kurulu Başkanı ve İslami İlimler Fakültemiz Dekanı Prof. Dr. Adem YERİNDE
“Fakültemiz ve Irak İmâm-ı Âzam Fakültesi’nin ortak organizasyonumda
düzenlenen ve 9 farklı ülkeden 50’den fazla bilim insanının bildiri sunduğu 2.
Uluslararası İslâmî ve İnsanî Araştırmalar Sempozyumu’nun konusu geniş
tutularak bu yıl İslami ve insani araştırmalara dair özgün bilimsel çalışmalar
yapan bilim insanlarının çalışmalarının dünya milletlerine duyurulacağı bir
platform vazifesi görmesi amaçlanmıştır. Bu vazifenin gerçekleştirilmesinde
emeği geçen başta Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Abdulhalik KARABULUT ve Irak Sünni
Vakıf Divanı Başkanı olmak üzere Üniversitemiz ve Irak İmâm-ı Âzam
Fakültesi’sinin bütün idarî ve akademik personeline, düzenleme kurulu üyelerine
ve değişik ülkelerden bilimsel bildirileriyle sempozyuma katkı veren değerli
bilim insanlarına ve katılımcılara şükranlarımı arz eder, saygılar sunarım.”
diye konuştu.
İlk gün gerçekleştirilen açılış
oturumundan sonra sempozyumun diğer oturumlarına çevrimiçi olarak devam edildi.
Sempozyumun birinci tur oturumları “Kur’an ve Tefsir Araştırmaları”, ikinci tur
oturumları “Hadis Araştırmaları”, üçüncü tur oturumları “İslâm Hukuku
Araştırmaları”, dördüncü tur oturumları “Din, Ahlâk, Felsefe, Mezhepler, Fikrî
Ekoller, Dil ve Edebiyata Dair Çalışmalar” alanlarında sunulan bildirilerle
tamamlandı.
Kapanış oturumunda ise oturum başkanı
Fakültemiz Dekanı Prof. Dr. Adem YERİNDE ve İmâm-ı Âzam Fakültesi Dekanı Prof.
Dr. Şâkir Mahmûd Hüseyin birer konuşma yaptılar.
Sempozyum sonunda yayınlanan sonuç bildirgesinde
ise sunumlara bağlı olarak şu neticelere varılmıştır:
1. Sosyal hayatta baş döndürücü bir
hızla gelişen değişimlere paralel olarak İslam araştırmaları da temel ilkeleri
ve kurallarından kopmadan genişletilerek geliştirilmeli, dini kurumlar,
araştırma merkezleri ve eğitim kurumları, muasır beşeri bilimlerle İslam kültür
mirasını irtibatlandırarak bu kadim kültür mirasını çağdaş bir dille asrın
idrakine sunmalıdır. Objektif kriterlere göre istikamet üzere geliştirilen
beşeri bilimler ile İslami ilimler arasındaki uyum ve tevafuk
pekiştirilmelidir. Zira her iki bilgi türü de aynı kaynaktan beslenmekte ve
aynı gayeye hizmet etmektedir.
2. Yüce Allah’ın insanlığa gönderdiği
son vahiy olan Kur’ân-ı Kerîmin tefsir ve kıratına dair çalışmalar bilimsel bir
titizlikle devam ettirilmeli, kendisine mahsus bir îcâz üzere nazil Kur’an’ın
benzerinin getirilemeyişi, söz dağarcığının zenginliği, muktezâyı hâle göre
ifadelerin seçkinliği, evrensel olması yönünden bütün zamana ve mekâna hitap
etmesi gibi hususiyetleri tebarüz ettirilmelidir.
3. Allah’ın kelamını açıklayan
Sünnet-i Nebevi alanındaki araştırmalar titizlikle sürdürülmeli, Hz.
Peygamber’in (sav) söz, uygulama ve onaylarını taşıyan Hadis külliyatının
mevsukiyeti bilimsel temellerde pekiştirilmelidir. Zira Kur’an hakkında ileri
sürülen şüphe, itiraz ve tenkitlerin giderilmesi zarureti bulunduğu gibi Sünnet
konusunda da zuhur eden merak, şüphe ve tenkitlerin izalesi zarureti vardır.
4. Özellikle sanal alemde ve sosyal
medyada bilimsel araştırma platformları merkezleri açarak dinin iki temel
kaynağı olan Kur’an ve Sünnet, etrafında uyandırılan kuşku ve şüphelere karşı
savunulmalı, Müslüman zihinler fikri kirliliğe ve ideolojik şüphelere karşı
korunmalıdır.
5. Medeniyet imkanların geliştirilmesi
maksadıyla insanlığın zihinsel, bilişsel ve mesleki birikimleri ve
potansiyellerinden insanlığın yararına istifade edilmelidir.
6. Günümüz küresel ekonomide e-ticaret
aracılığıyla mobil alışverişin kullanımı gittikçe önem kazanmakta, toplumun
kahir ekseriyeti, mal ve hizmet satın alımını dijital kaynaklardan yapmaktadır.
Bu çerçevede İslam Hukukçuları tarafından bilimsel araştırmalar yapılarak
çağımızın yaygınlaşan e-ticaret konusunda ihtiyaçlara cevap verecek çalışmaları
yapması, Müslümanların helal-haram ölçüsüne riayet ederek gönül rahatlığıyla
e-ticaret yapmalarının önünü açacak çözümler bulunmalıdır.
7. Sahabe ve tâbiînin hayatında bir
zühd hareketi olarak başlamış İslâm tasavvufu, zamanla derin bir felsefi akıma
ve İslâm’ın boyasıyla boyanmış yeni bir tür marifete dönüşmüştür. Gelecek
nesillerin geçmiş kültür mirasından kopuşunu engellemek ve geleceğe daha zengin
bir miras bırakmak amacıyla tasavvuf ve ahlak araştırmalarının geliştirilmesi
İslam ümmetinin ortak manevi vicdanının vurgulanması, ilmi müktesebatımızın
yanında irfan geleneğimizin de yeterli düzeyde tanıtılması büyük önem arz
etmektedir.
8. Başta ateizm, deizm, agnostisizm,
nihilizm olmak üzere özellikleri gençler nezdinde ilgi uyandıran bazı inkârcı
akımlar hakkında yeterince araştırma ve açıklama yapıldığı söylenemez. Bu
bağlamda çağdaş inkarcı akımlara dönük de yeterli bilimsel çalışmalar yapılarak
genç jenerasyonun zihninde uyanabilecek şüphe ve meraklar anladıkları bir dille
izale edilmeye çalışılmalıdır.
9. Allah inancı, peygamberlik, vahiy,
mucize, Kur’an kıssaları, hadis ilminin aktüalite ile ilişkisi, yine
tarihsellik, sembolik dil, Kur’an vahyinin ve hitabının evrenselliği gibi
konuların da makasıd ilmi açısından yeniden değerlendirilerek modern insanın bu
konulara ilişkin zihninde oluşan istifhamlara cevap verilmeli, çağımız sosyal,
düşünsel, dinî ve fıkhî sorunları konusunda ufuk açıcı fikirler geliştirilmeli,
çözüm yolları önerilmelidir.
10. İslam dünyasında sahabe, peygamber
eşleri ve ehl-i beyt kavramları çerçevesinde oluşmuş mezhebî ve siyasî
ihtilafların yeniden gözden geçirilip ümmetin birlik ve beraberliğini esas
alan, İslam dünyasının tarihi dinamiklerini ötelemeyen, bize kadar ulaşmış
bilimsel ve dinî mirasımızda katkısı bulunan geçmiş nesillerin tecrübesini
gelecek nesillere sağlam bir şekilde aktarmayı amaçlayan bir tavır
geliştirmelidir. Bu konuda ifrat ve tefrit tavırları karşısında istikamet ve
vasat yolu teşvik edilmelidir.
11. Önümüzdeki yıllarda da yeni ve
güncel temavlarla bu tür bilimsel etkinlikler ve işbirlikleri devam
ettirilmelidir.
İslami İlimler Fakültesi