“Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla.” (Haşr 59/10)
“Allah’ım sen affedicisin, yücesin; affetmeyi seversin, beni/bizi af eyle.” (Tirmizî; Deavât 89)
Dini geleneğimizde ayrı bir önem verilerek öteden beri çeşitli ibadet, dua ve zikirlerle kutlanan Regaib ve Mi‘raç gecelerinin ardından, bugün, nüfusumuzun yaklaşık dörtte birini etkileyen ve asrın felaketi olarak tanımlanan Kahramanmaraş depreminin gölgesinde, Şâban ayının on beşinci gecesi kutlanan Berat kandilini buruk bir sevinçle idrak etmiş bulunuyoruz.
Berat kandilini kurbiyet niyetiyle zikir, dua ve tövbe ederek, nafile ve kaza namazı kılarak, Kur’an okuyarak, bağış ve iyilik yaparak ihya etmek, biz inananlara nefis muhasebesi yaparak iyilik hanemizi zenginleştirmek ve ruhumuzu arındırıp huzura ermemiz için bulunmaz bir fırsat sunmaktadır. Böyle anlarda korku ve umut duyguları içerisinde kulluğumuzu Yüce Rabbimize arz ederken, bir taraftan, O’nun azameti karşısında kalbimiz haşyetle ürperir, diğer taraftan, O’nun sınırsız ve karşılıksız rahmet ve affı karşısında içimiz neşe ve heyecanla dolar.
Devlet ve millet olarak yekvücut olup depremin yaralarını sarmaya çalıştığımız şu günlerde manevî feyiz ve bereketiyle bizleri saran Berat gecesinin bir nebze de olsa acılı yüreğimizi teskin etmesi, mahzun ruhumuza neşe vermesi dilek ve temennisiyle bütün camiamızın Berat Kandilini samimi duygularımla kutlar, bu münasebetle bir kere daha, depremde hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine, sevenlerine ve milletimize başsağlığı, yaralılara acil şifalar dilerim.
Prof. Dr. Adem Yerinde
Dekan